SIBUR REPLAST EURASIA 2024'te

Ülkenin doğu ve güneydoğusundaki yeni üretim tesislerine devlet desteği sözü verildi; polimer ithalatı üçte birinden fazla arttı, hazır plastik ürünlerin üretimi ise %22 arttı.

Yapay zekâ, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve gerçek zamanlı veri araçları artık sadece sunumlarda kalan kavramlar olmaktan çıkıp günlük plastik üretiminin bir parçası haline geliyor. Bu teknolojiler mikroskobik kusurları tespit ediyor, makine arızalarını öngörüyor ve enerji kullanımını azaltıyor. Sektör için “tarihi bir dönüşüm” olarak nitelendirilen bu değişim hızla yayılıyor.

Tüketiciler daha temkinli harcama yapıyor, teknolojik dönüşüm hız kazanıyor ve küresel gelişmeler her geçen gün yeni zorluklar doğuruyor. Peki, perakende sektöründe faaliyet gösteren markalar bu değişim döneminde nasıl ayakta kalabilir ve bir üst seviyeye çıkabilir?

Modern yaşam tarzının zararlarına dair korkutucu iddialar arasında mikroplastik konusu önemli bir yer tutmaktadır. Yaklaşık 15 yıl önce, medya organlarında PM2.5 boyutundaki plastik parçacıklarının (yani 2,5 mikrometreden küçük) toprakta, nehirlerde, göllerde, okyanuslarda ve musluk suyunda yaygın olarak bulunduğuna dair haberler yayılmaya başladı. Bu da mikroplastiklerin gıdalarımıza, soluduğumuz havaya ve dolayısıyla insan vücuduna girdiği anlamına geliyordu.

Ekonomik durgunluk ve enflasyonist baskılar talebi, üretimi ve dış alımları etkiledi. Türk iş dünyası, yeni tesisler açarak polimer ithalatını telafi etmeye çalışıyor.

SIBUR' un "İklim İnisiyatifleri ve Karbon Düzenlemesi" fonksiyonu sorumlusu Elena Miakotnikova’ya göre, uzun vadeli iklim projelerinin ve karbon birimlerinin üretimi için hırslı uzun vadeli planlar ve uzun vadeli iş ortaklıkları, şirketin başarılı bir şekilde 2025 Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisini uygulamasına yardımcı olacaktır.